Sayın Kübra Par,
HABERTÜRK televizyonunda, Kübra Par’la Açık ve Net programında, Veteriner Hekimler konusunda kurulan cümleler bizi derinden yaraladı. Öncelikle bizler Veteriner değil Veteriner Hekimiz. Veteriner Hekimler, 5 yıllık eğitim neticesinde, lisansüstü diploması ile mezun olurlar. Ülkemizde bir de 2 yıllık ön lisans programı ile mezun olan Veteriner Sağlık Teknikerleri var. Sadece Veteriner diye ifade edildiğinde, mesleki adımız eksik söylenmiş oluyor, teknikerlerle karıştırılıyor. Veteriner değil Veteriner Hekimiz.
İlber Ortaylı hocanın, “hayvan sevme-yen şefkatten uzak ve apartman dairelerinde köpek doğurtup besleyen, para kazanmak için ses tellerini kesen” diye itham etmesi üzerine, bugün ülkemizdeki 40 bin civarındaki Veteriner Hekim gücendi. Çünkü biz Veteriner Hekimler, bu söylenildiği gibi değiliz. Veteriner Hekimler, bu ülkede son yıllarda hep görmezden gelindi. Hekimiz ama Sağlıkta Şiddet yasasında, kapsam içine alınmadık. Yasalarda Sağlık çalışanı olarak tanımlanmamıza rağmen, sağlık çalışanlarına yapılan maaş vs. iyileştirilmelerinden faydalandırılmadık. 1947 den beri aldığımız Fiili Hizmet zammı, elimizden alındı. Bunun gibi nice mağduriyetimiz var. Bunları dile getirip, hak kayıplarımızı geri almaya çalışırken, kamuoyunda, mesleğimize, hoş olmayan tanımlamaların atfedilmesi, gerçekten talihsizlik oldu. Veteriner Hekimler bugün sadece kedi köpek gibi pet hayvanlarına bakmıyorlar. Bugün için 12 bin civarında serbest çalışan Veteriner Hekim var. Bunların 10 bin civarındaki büyük çoğunluğu büyük hayvan diye tanımladığımız reprodüktif hayvanlara bakıyor. Gerisi pet klinisyeni. Bu büyük hayvan çalışanı Veteriner Hekimler, kar buz demeden olumsuz şartlarda hastaya gidiyorlar. Hasta hayvanın, saati gecesi gündüzü belli olmaz. Koşullar konforlu değildir. Doğuramayan ineğe, sezaryan yaptırırken kaçak elektrikle aydınlatılması yapılan bir ahırda, bir Veteriner Hekim, elektrik çarpması sonucu öldü. Kimsenin haberi yok. Nice şiddete, darbeye maruz kalan, dayak atılan Veteriner Hekim var. Kimsenin haberi yok. Vatandaştan alacağı muayene, tedavi ücretlerini, bakkalın veresiye defterine yazdığı gibi tutan ama alacağını alamayan, en sonunda o defterleri yırtıp atan, hatta yaşadığı maddi manevi zorluklar neticesinde intihar eden Veteriner Hekimler var. Kimsenin haberi yok. Mezbahalarda, et kont-rolünde, vereceği et raporu için, sermaye sahipleri tarafından tehdit edilen Veteriner He-kimler var. Canı ile tehdit edilen, ya da psikolojik baskı gören. Kimsenin haberi yok.
Ülkemizde zaten hayvancılık bitmiş, üretici üretemiyor, dışa bağımlılığın sonucu ithal yemlerle hayvanını doyurup para kazanamayan vatandaş ineğini kesip bu işten vazgeçmek zorunda kalınca, Veteriner Hekimlerde pet hekimliğine yönelme oldu. Orada da, bazı sözde hayvanseverler ile Veteriner Hekimlerin başı dertte. Yerel yönetimlerin yapması gereken görevleri serbest çalışan Veteriner Hekimlerden bekleyenler var. Sokak hayvanlarına ücretsiz bakmak gibi. Bu mümkün mü? İlaç, aşı vs. giderleri almış başını gitmiş. Veteriner Hekim Sokak hayvanına nasıl bedava baksın? 2004 yılında Belediye kanununda değişiklik olunca, Veteriner Hekimlerin çalıştırılması, ilçe belediyelerde isteğe bağlı bırakıldı. Veteriner Hekimsiz çevre ve toplum sağlığı düşünülebilir mi? Konu sadece sokak hayvanı da değil. Sinek var, böcek var, bunlarla taşınan hastalıklar var. Ancak, Veteriner Hekimsiz belediyeler var ne yazık ki. Kendi muayenehanesini zor çeviren Veteriner Hekimler var. Bugün mesleki enflasyon sonucu işsiz Veteriner Hekim var. İlgili bakanlıklar, yeterli sayıda Veteriner Hekim istihdam etmiyor.
Sonuçta metropol kentlerde serbest çalışan Veteriner Muayenehane ve Hastane-lerinin sayısı çığ gibi büyümeye başladı. Çünkü iş bulamayan her mezun, kendi karnını doyurma telaşında. Kısacası, Veteriner Hekimlerin durumu bu haldeyken, şefkatsiz, para düşkünü, apartmanda köpek üretip, sesi çıkmasın sesini kesmek gibi ithamlar bizi yaraladı. Üstelik bunu, bir de İlber hocadan duymak ayrıca yaraladı. Çünkü biz, İlber hocanın, bizim mesleğimizi yücel-ten daha önceden söylediği sözleri de biliriz. Bu meslek camiasında özel bir yeri vardı. Açıkçası böyle olunca daha çok kırıldık.
Size bunları, 1930 yılında kurulmuş ve kurucu üyeleri için Mareşal Fevzi Çakmak tarafından “Eğer Türk Veteriner Hekimleri ol-masaydı İstiklalimizi kazanamayacaktık” sözünü söyletmiş bir derneğin, Veteriner Hekimler Derneğinin Genel Başkanı sıfatıyla yazıyorum. Atatürk devrim ve ilkeleri ile bu ülkede dün olduğu gibi bugün de canla başla çalışan Veteriner Hekimleriz. Ancak, covid19 aşısını bulduğumuzun görülmediği gibi, birçok konuda önemimizin ve yaptıklarımızın görmezlikten gelindiği mesleği-miz için, programınızda söylenenler bizi çok üzdü. İlber hocaya bu düşünce ve duygularımızı ilettik, ancak size de iletmeyi istedim. Saygılarımla.
Dr. Gülay Ertürk
Veteriner Hekimler Derneği Genel Başkanı